Aşina Değiliz
AŞİNA DEĞİLİZ Telefonu açtığı anda sesini duymayı beklemeden konuşmaya başladım; “Lan niye açmıyorsun telefonu? Sabahtan beri seni arıyorum; iki kelimelik derdimiz var anlatalım dedik onda da ulaşamıyoruz sana. Kullanmayacaksan niye aldın bu sıçtımının telefonunu!” Konuşmamı buz gibi bir ses tonuyla böldü; “Babam öldü!“ Yürüyerek sürdürdüğüm telefon konuşmama olduğum yerde çakılı bir şekilde durarak ve susarak devam ettim. Neye şaşırsaydım acaba, babasının öldüğüne mi yoksa bunu bu kadar rahat söylediğine mi? Yüzümdeki gereksiz gülümseme gitmiş yerini ziyadesiyle gerekli bir mahcubiyete bırakmıştı. İki kere yutkunduktan sonra ‘’Neredesin şu an?’’ diye sordum “Hayat Meyhanesi'ne gel” dedi. Yolda bir anda aklım başıma geldi. Ersin’in babası zaten yıllar önce ölmüştü. Birden öyle babasının öldüğünden bahsedince aklım çıktı tabi, zaman kavramım kaydı; anlayamadım. Peki o halde neden öyle bir şey dedi bana? Sinirlerim tepeme çıkmıştı. Meyhanenin sokağına girerken “B