Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Anı Koleksiyoncusu Çıktı.

Resim
10-11 yaşlarında falandım sanırım oturduğumuz gecekonduyu yıkmak icin geldiklerinde. Direndik ailecek, komşular, esnaf falan destek oldu da yıktırmadık evi. Yıktırmadık da ne oldu peki? İnsan bir evin yıkılışını önleyip de bir ailenin yıkılışını önleyemiyorsa ne anlamı vardı büyümenin? Ama bazı şeyler büyülü sanırsınız; hiç bozulmazmış gibi gelir insana çocukken. Bir şekilde koptuk o evden, komşulardan, mahalleliden, sokaktaki köpeklerden, parkta yatan şarapcılardan falan. Yıllar sonra bir baktım ki şu arkamda gördüğünüz tantunici olmus evim. O da tutunamamış sonra. “Ah” üzerine ekmek pişer mi hiç? Diğer sokaklar falan avm uğruna yıkılmış; peşkeş çekilmiş, Dostlar gitmiş, komşular mağdur olmuş, hayvanlar aç kalmış hep. Benimse elimden bir tek yazmak geliyor; yazmaya başladığımdan beri… Bu yüzden ikinci kitabım Anı Koleksiyoncusu bir göç'ün ve mahallenin romanı oldu benim için. Biraz benden, biraz sizden hikayeler, anılar yazdım. Hayat Meyhanesi kısa diye şikayet eden

Ruhunuzdan daha temiz!

Resim
Bilhassa plaza çalışanlarında görmüş olduğum bir durum var;(plaza ve kurumsal firmalarda statü sahibi çalışan sayılarının yüksek olması; bu durumun statü egosunu ön plana çıkarması ve kişilerin bunu kişisel yaşantısına da bulaştırmasından dolayı bu örneği vereceğim) Misal, lokantada yemek yerken yere çatal düşse, yenisi gelene kadar yerden almayan tipler bunlar. Niye, çünkü garson diye bir şey var. Ne yazık ki birçok insan özellikle hizmet sektöründe çalışanlara saygı duymayı p "paranın karşılığı" adı altında çalışanı sömürüyor. Bunu yalnızca işveren işçiye yapmıyor. Müşteri de tedarikçiye yapıyor. Bir mimara duyulan saygı binanın inşaatındaki duvar ustasına duyulmuyor mesela. Çünkü, mavi yaka denilen işçi sınıfının bunu hak etmediğini, tenezzül edilmemesi gerekilen hatta mesafeli durulması gerekilen bireyler olduğuna inanılıyor. Oysa emek zincirinde onlar da halkanın bir parçası. Hatta en önemli parçası. Geçenlerde bir arkadaşım çalıştığı şirkette(!) şöyle bir olay y

Homeros'tan Bize Kalan!

Resim
“Durmadan her şeyden şikayet edip duruyorsun, şunları bir yerlerde anlatsana” diyenlerin çağrılarını duyan Arel Üniversitesi, Serfaköy yerkeşkesindeki stüdyosunun kapısını açtı ve “her Salı konuş artık sen” dedi. Bundan böyle bugün ve her Salı Radyo Arel’de edebiyattan konuşacağız. Radyo.arel.edu.tr Emrah Ateş twitter: hikayeadami instagram: hikayeadami