Ay dont sipik ingiliş be abla
Uzun zamandır neden pek yazı yazamadığımın farkına vardım. Çünkü önceden en çok zevk aldIğım şeyi yapmıyorum. İnsanları izlemiyorum. Ayrıntıları gözlemlemiyorum. Sen bir ekmeği yerde görürsün, bense onu alıp üç kere öpemek suretiyle alnına koyan çocuğun gelmesini beklerim. Bugün işimde son günümdü. İşsizim artık. Yaptığım iş nedeniyle altımda şirket arabası vardı 1 yıldır. Bir yıldır halkımın arasına toplu taşımaya binmemişim. Tam bir insan zahiyatı. Rezillik başka bir şey değil. Ama dünyadaki türlü türlü insanlarda burada işte. Bugün tramvayda giderken aslında en güzel yazılarımı burada yazdığımı farkettim. Ben bu düşüncelerle ayakta beklerken karşımdaki adam ingilizce birşeyler söyledi bana.. Arada bir, steyşın, yusufpaşa, çenç kelimelerini seçebildim. O an Aksaray'daydık, yılların Amerika'lısı edasıyla ; -nonononononono ( birsürün no yu peş peşe söyleyince insan ingilizce konuşuyormuş gibi hissediyor. ) next sıteyşın - oo tenkyu O an havam süper tabi. Hatta çevremdek