Yaşamak Aptalların İşidir
Biz kendimizi hep bir şeylerin iyi olacağına inandırmışız, hepsi bu. Ortalama 70 yıllık bir hayatın var, daha ilk 20 yılın nasıl geçtiğini anlamadan 50 yıl yaşıyorsun zaten. Doğuştan kazıklanıyorsun yani. İlk yirmi sene çocuk ol, büyümeye çalış, okula git, askere git. Sonraki dönemde sürekli korku, sürekli birilerinin boyundurukluğu altında; Allah’ın, devletin, patronun, hocalarının, ailenin, eşinin yönetimi altında, hep bir şeyler bozulmasın çark dönsün diye uğraşıp duruyorsun. İyi bir iş bulayım, birini seveyim, bu boktan dünyaya bir çocuk da ben getireyim istiyorsun. Zaten her şeyin bu kadar karışık olması yetmezmiş gibi bir de yaşadığın sevdanın içine sürekli sorunlar sıkıştırıyorsun. Her şeyi tekrarla, sürekli kendini inandırmaya çalış, yaptığın tüm güzellikler bir hatan ile silinsin mesela. Bu her yerde böyledir;eve onlarca vazo al birini düşürünce senden kötüsü olmaz. 10 tane satın alma dosyası hazırla, birini geç bırak suçlusundur. Bir de en büyük yaptığımız hata, yaşadıığımız, dediğimiz, yaptığımız, her şeyi aşk’a yormak. Çok düşünüyoruz biz; aşk da yaşamak da aptalların işidir.
Sevmek bir sonuçtur dedim yıllarca, hiç sonunu göremedim. Sevmek çözümdür dedim; içimde yıllardır büyüyen kocaman bir boşluk vardı, sevememektendir diyordum. Sevince ne oldu ? O boşluk daha da büyüdü.
Sevmek başlangıçtır arkadaşlar. Yalnız bu hayattan başka bir hayata inanmıyorsanız, sürekli yeni bir şeylere başlamak ne kadar akıllıca bilmiyorum. Öyle ya, her yeni başlangıç beraberinde sorunlar getirecekse, zaten başlamış olan bir şeye sürekli çözüm aramak gerekmez mi?
ah reankarnasyon sen nelere kadirsin ?
E. Ateş
sairinsharfi.tumblr.com
Sairinsharfi.blogspot.com
Sairinsharfi.blogspot.com
sonuçtan ziyade sürece odaklanmalı..
YanıtlaSilen azından onu güzel kılmak için uğraşmalı..
aşk, sevmek salt bireye indirgendiğinde çok sığlaşıyor, zayıflık haline dönüşüyor.
o yüzden geniş algılamalı onu sevmek her zaman yenidenliği, tazeliği barındırmalı. yani ben elmeyı seviyorsam elmanın da beni sevmesi şart değil. şartlı her şey sıkıntılıdır.
Süreçler sonuçları doğuruyor
Silsonuçlar boktan, yani süreçler de boktan demek olur bu.
tuvalet taşı gibi hayatımız var be.
ah ulan rıza!
Eskiden inançlı arayışlarım vardı. Aşk gelirse her şeyin düzeleceğine olan inancım beni sadık bir köle yaptı. Aradım, aradım, buldum. Kötülerin mutlaka cezasını bulacağına, er ya da geç herkesin hak ettiği hayata kavuşacağına olan inancım ise beni çok güçlü ve sabırlı yaptı.
YanıtlaSilZaman geçipte inançlarım, doğrularım, gerçeklerim bir bir yıkılınca dönüp dolaşıp başlıktaki cümlenin içine düştüm. Yaşamak gerçekten aptalların işiydi ve ben de hala yaşadığım için cesaretsizden öte aptaldım. Günü gelince aptallığımı bile kabullendim.
Hayattaki bütün duygu, düşünce, emek ve başarının, çabanın, sabrın en nihayetinde yokluğa dönüştüğü o kısır döngüyü kırıp bu saçmalığı ardımda bırakabildiğim gün, kendimi akıllı sayıp, bu durmaksızın büyüyen boşluğu kapatmış olacağım.
Kalemine sağlık, çok "benden" oldu bu.
teşekkür ederim
Sil