Anı Koleksiyoncusu

Neden hep eskiler daha güzel gelir insanın gözüne ? Çünkü hep bir şeyler çoğalacak ve hep bir şeyler az kalacak eskide. Az olan değerlidir arkadaşlar! Yeşillik azalacak, binalar çoğalacak misal. O yüzden eski İstanbul resimleri insanın gözüne güzel gelecek. Bu boktan İstanbul’un halini bile arayacak ileride çocuklarımız. Soğuk sitelerinde elinde tabletle torunlarımız büyürken, şuan Galata’ya yapılan iğrenç uzay çağı köprüsünden geçen trene binip, starbuckstan kahve içmeye gidecekler.
Her şey çoğalacak; biz çoğalıyoruz en basiti. Yıllardır başımızdan gitmeyen politikacılar 3 çocuk 4 çocuk diye kendi tabanlarına baskı yaparken, kalabalıktan bıkacağız zamanla. Sevdiklerimiz ölüp gidecek sevmediklerimiz çoğalacak. Bu yüzden her gün bir öncekini, her gelen de gideni aratacak…
O yüzden fırsat buldukça sürekli resim çekerek bir yerlere depoluyorum. Çünkü zaman geçer, anılar baki kalır. Hepimiz eskiyeceğiz. Benim çocuğumun benim gibi ”keşke babamın daha çok fotoğrafı olsaydı” demesini istemiyorum.
“ Babamla daha çok fotoğrafım olsaydı…”
Bir çocukluk arkadaşım var; Muzaffer. öldü gitti. Yok artık, Ölümsüzlük diye bir şey yok arkadaşlar! Aklınızda olsun.
Muzaffer ile bir resmimiz bile yok mesela. O kadar ufaktık ki hatırlayamıyorum artık yüzünü. Bu yüzden belki anılara bu kadar sarılıyorum.

                         
                       …….
Sene 1991-92 falandır sanırım. Eh o zaman fotoğraf makinesi sahip olmak lüks iş. Fotoğraf çektirmek bir ömür kalsın diye yapılan bir amaç. Sırf bu yüzden belli ki ma’aile hepimiz bir nevi bayramlıklarımızı giymişiz. Gerçi o gün bayram mı değil mi onu da bilmiyorum. Bu günleri tam hatırlayan biri de yok ailede. Zaten ailede bütün anılar kalabalık bir sofrada konuşulur ve o sofradan çok geç kalkılır. Artık yalnızca zoraki ve isteksiz bayram buluşmalarını saymazsak, konuşulmuyor bu konular. Bense her defasında aynı heyecan ile dinliyorum o hikayeleri. Çünkü o kadar enteresan anılar var ki, örneğin kendi kendini sünnet eden amcam, yeşilçama kız kaçıran babam, kendi çocuğunu evde kendi doğuran annem. Bizim ailede herkes kendi işini görmeyi sever çünkü. Anlatacağım ömrüm yettiğince hepsini.
Yazılar da baki kalır. Silinmedikçe…
                                             ……
Solda cigarasıyla babam durur. Annemi almış kalp tarafına. Küçük kızını avucunun içiyle sevmeyi sever babam. Babamdan aldığım tek alışkanlık da budur. ( rakı içmeyi saymazsak )
Ablam dünyanın en güzel kızıdır çocukluğumun; hala da öyle. Abim desen zaten şaklabanın teki, şimdi bile aynı; değişmedi. Ailenin azılı belası. Ortadaki sonradan esmer olacak kumral çocuksa benim. Geceleri uyurken pijamayı da tişortun üstüne çekmeye devam ediyorum.

Emrah Ateş
twitter: hikayeadami
instagram: hikayeadami

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyorum Sana Giden Bütün Yollar Kapalı

Orhan Veli'nin ölümü ve mezarı

Dünyanın bilinen ilk şiiri