İçimden filmler geçiyor -Balat-

Dün sevdiğim bir abimin, ''gel rakı aldım içelim'' demesiyle o çek sevdiğim İstanbul'un en güzel yerlerinden birine gittim; Balat... Orada oturuyor bizim ahbap. Gece onda kaldım rakı içtik, o ben ve annesi... Trt müzik tam bir meyhane kanalına dönmüş. Yeni rakı sponsor olmalı o kanala. Hüseyin Turan, Emel Sayın, Trt sanatçıları derken epey güzel bir gece oldu benim için.

Sonra sabah Elmas Teyze'nin kızarmış ekmek kokusu ve mahalledeki veletlerin,'' hazır yağmur yok çift kale maç yapalım'' gürültüsüyle uyandım. Kalan son adamın hangi takımda kalacağını hesaplamak için demoktatik yolu seçen afacanlar tekerlemeye başlamıştı;

enene minene koyim nenene nenen pekmez kaynatmış deden... neyse devamını getirmeyeyim :)

Kahvaltıdan sonra attım kendimi dışarıya. O soğuk sitelerin paralı insanlarının fotoğraf makinesini kaptıkları gibi mahelle sıcaklığını çekmeye çalışmalarına gülümsedim biraz. Düşündüm kim daha şanslıydı. Fotoğrafı yakalayan mı yoksa fotoğrafta yaşayan mı..

İlkin Sultan'ın takıldığı kahvede aldım soluğu. Necati Abi yine zil zurna sarhoş. Bahtiyar desen ''belki bu defa kırarız şeytanın bacağını'' diyerek dolduruyordu kuponu. Bir çay söyledim kendime, açık, tek şekerli...

Sonra İltifat Berberinde aldım soluğu. Aslında henüz uzamamış olan ense kıllarımı aldırdım sırf Ferhan Abi'den bir hikaye daha dinleyebilmek için. Sonra berberin camında sokaktan hızlıca okuluna yetişmeye çalışan Duru ilişki gözüme. Ah nasıl da güzel. Ömer boşuna göğsüne adının baş harfini kazımadı Duru'nun...

Hikaye bittiğinde sahile doğru giderken Ahu'yu gördüm ağlıyordu. Ah ulan Ecevit yine ağlattın değil mi kızı? Baktım Ecevit de koşuyor hemen peşinden. Dedim gidip Bilal'e haber vereyim bu durumu. Bilalin tarafını tuttum ben hep. Eee mahalle ondan soruluyor. Baktım Sarının Zulasını kapatmış. O arada Asiye Abla geçiyor. O ki mahallenin en güzel gülen kadını. Yani Bahtiyar'ın kardeşi Sultan'ın sevdası..Dedim ''abla ne oldu dükkana?  Meğerse İbo'nun Yanık Köfte'ye ortak olmuş. İbrahim Abiyle de uzaktan akrabayız. O da Karslı. Daha düzgün bir adam olacakmış artık Sarı. Canı sağolsun.. 

Bari dedim ben gideyim bakayım şu sahile bir delilik yapmasın şu kız, o arada Ali Abi almış seyyar kitaplığını kitaplarını satıyor. Sordum benim istediğim kitabı bulamamış henüz.

İndim sahile Yusuf Abi'nin elinde akşamdan kalma şarap şişesi, elinde notlar, kağıtlar. Dedim 'abi ne oldu senin Mahalle'nin Romanı? '' Az kalmış bitecekmiş yakında. ''Sen hele gel de şu şarkıyı söyle belki daha çabuk biter bu roman'' dedi. Oturduk  sahile söyledik beraber.

tıkla-----   Bana bir aşk lazımdı

İşte Balat benim için böyle bir yer oldu hep
Bunlar da mahallemin kahramanları

Ali-Yusuf-Ömer-Ferhan-Duru: Yeditepe İstanbul
Sultan-Bahtiyar-Eko- Asiye-Necati Abi: Sultan Makamı
İbo- Ecevit-Sarı-Ahu- Suskunlar