gizemli olaylar yazı dizisi 2 ( serçe )

önceden çok sık yazıyordum bloga, ama benden kaynaklanan bir sorundan dolayı ( sanırım ) bloguma sadece belli kişiler yorum yapabilir. ben bile kendi bloguma yapamıyorum. ayrıca başka bloglara da yapamıyorum. çözümü bilen varsa mail atsın. yoksa böyle ayda bir yazarım anca. çünkü önceden bir iki yorumda olsu okunduğunu bilmek daha bir şevk oluyodu insana. böyle duvara yazıyormuşum gibi biraz. ama olsun bir arkadaşım ben okuyorum mutlaka benim içinde olsa yaz demişmti ya yazalım o zaman.neyse konumuza dönelim

llkokula gittiğim zamanlardı yine. oturduğum gecekonduya doğru ilerlerken tam bahçe girişinin önünde yerde bir serçe bulmuştum. sırtüstü yatmış ama hala nefes alıyor. o kadar ufak bir hayvandan o kadar şiddetli kalp atışı nasıl oluyor anlamıyorum

kimi insanlar yaralıı hayanı hemen öldürme taraftarıdır acı çekmesin diye. bu kişinin iyi olduğundan mıdır cani olduğundan mıdır hala anlamış değilim? fakat ben öyle yapamadım tabi. evde tezgah üstünde gördüğüm hamam böceğini bile öldürmek yerine kışkışlarım ablamın çığlıkları arasında. öldürme olayını beceremedim ezelden beri.

neyse baktım kuş yerde. aldım hemen avucuma, o yaşta ne yapacağımı da bilmiyorum. en fazla türk filmlerinden öğrendiğimiz kırık bir yere ağaç bağlamaktır o kadar- ki o vakite kadar evcil hiçbir hayvanımda olmadı sokak köpeklerine bakmaktan başka. mahallenin tüm köpekleri bizim kapının önünde yatardı besliyorum diye. ah karabaş nur içinde yatasın...

ne yapacağımı bilmediğimden dolayı kuş ölmeden hemen eve yetiştirdim. kim bilir belki evin büyükleri birşey biliyordur. kapıdan tam içeri girdiğimde kuş artık elimde titremiyordu. ölmüştü çoktan. anneme gösterdim- dedim beleyken bele ana - git göm ölmüş günahtır dedi. ilk gömme deneyimim o zaman oldu.

bahçede kendim belirlediğim bir yere gömdüm kuşu. sonra yine mahalleye arkadaşların yanına oynamaya çıktım. yaşadığım olayı herkese anlattım tabi ama kimse inanmadı bana bir kuşu gömdüğüme. dedim gelin göstereyim. gittim gömüldüğü yere kazıyorum yok kuş. sonra baktım bir iki kuş tüyü, sonra daha çok kuş tüyü, sonra tüylerin altında o gün atari almamıza yetecek kadar para.

arkadaşların teorisi
yaptığım iyilikten dolayı en çok istediğim atari diye allah atari parasını koymuş
yada kedi yemiş parasını bırakmış
yada yine kedi yemiş ama parayı kimse bırakmadı zaten oradaydı ki eski para
yada kuş canlandı parayı bıraktı kaçtı

bir ağacın dalındaki lastiği düşürüp peter pan dünyasına geçeceğimizi zannedip, kendimize hergün farklı power rangers olduğumuza ikna eden biz çocuklar tabi ki böyle fikirler yürütebilirdik. ama ben paranın nasıl geldiğinden çok kuşun nereye gittiğini düşünüyorum....

sağlıcakla

not: 1. nerde la hikayenin diyenler için tıkla- http://entellektuelkarsli.blogspot.com/2009/09/gizemli-tavuk-gizemli-olaaylar-yaz.html

Yorumlar

  1. Benimde çocukluğumda bir civciv gömme deneyimim olmuştu, her hafta yenisini alır anne şefkati ile bakardım onlara ama nafile hiç biri bir haftadan fazla yaşayamadı.
    Çocukluğuma dair bir anıyı hatırlattığın için teşekkür etmek ve kendini duvara yazmış gibi hissetmemen için anımı paylaşmak istedim.

    Sağlıcakla

    YanıtlaSil
  2. anaa çok garipmiş hakikaten :) ne güzel kalpliymişsin,yaralı hayvanı öldürenleri anlamıyorum.bu tavrında dolayı tebrik ederim seni. hakikaten kuş nereye gitti ki acaba ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyorum Sana Giden Bütün Yollar Kapalı

Orhan Veli'nin ölümü ve mezarı

Dünyanın bilinen ilk şiiri