Komunist misin lan sen!


usta birliğine ilk gittiğim gün.
Mardin.

Bir transit dolusu adam karakoldan içeri girdik. Tek sıra halinde karakol binasının önüne topladılar bizi. Perosedürü az çok ezberledik artık. Herkes çantasını önüne bırakacak, içindeki eşyaları çıkaracak, telefonu elektronik cihazı var ise delikanlı gibi teslim edecek yada şansını deneyip saklayacak. Ama yakalatırsa da verilen tehtidlere hazırlıklı olacak...

Aynen öyle oldu tabi ki de. Ben elimde kocaman bir bavulla gelmiştim. Önüme gelen astsubay valizin yarısından kitap çıkardığımı görünce bir şaşırmıştı tabi. Direk '' Hangi okul mezunusun ?'' diye sordu. Gönül isterdi ki harvırd - kenbiriç falan diyeyim ama öyle olmadı. .'' ortaokul mezunuyum '' dedim, şaşırdı... Neden şaşırıyorsa artık. Yani zamanında okumak isteyipte okumadığım için hevesim kursağımda kalmış olamaz mı ?

Neyse tam o sırada daha ileride olan karakol komutanı;
'' bak hele şu çocuğun kitaplarına ne üzerineymiş diye seslendi '' astsubaya
Astsubay eline üç be kitap alıp incelerken, ki tam da rus kitaplarına denk geldi- karakol komutanı bu defa bana seslendi;
- ne lan o tolstoylar falan, rus değil mi onlar ?
- evet komutanım
- komunist misin lan sen ?
( götün yiyosa komunistim de bakim askeriye olum. yok ılımlı bir devrimciyim dahi diyemezsin yani )
- yok komutanım
- nerelisin bakim sen?
- emrah ateş kars emret komutanım! ( tekmil mecburi)
- bak kars yakın rusyaya
- evet komutanım ama doğma büyüme istanbulluyum
- haaa benzemiyorsun zaten, ( artık karslı olunca nasıl görünüyorsan ) istanbulda ruslarla bir alakan varmı
(aktım bu işi yine kendi yöntemimle çözmem gerekiyor)
- evet parayı bulunca aksarayda arada bir işim oluyor komutanım
neyse ki gülüşmeler...

sonra hala kitapları elinde tutan astsubay en alttaki diğer iki kitabı tuttu ve seslendi
- komutanım türk kitapları da okuyormuş. Cemal Süreya ile Orhan Veli var burada
- Haaa boşuna günahını almışız komunist diye desene

neyse ki Cemal Süreya ile Orhan Veliden pek haberleri yoktu. Ama işin en enteresan yanını karakoldan içeri girince anladım. Er gazinosundaki televizyonun altındaki kitaplığa bir baktım; piiiiii raf dolusu rus edebiyatı var. Dedim bunun için miydi bunca tantana arkadaş. Neyse orada onları da okudum ama yine de dikkat edin askere götürdüğünüz kitaplara...

başka bir anı da görüşmek üzere.
selametle

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyorum Sana Giden Bütün Yollar Kapalı

Orhan Veli'nin ölümü ve mezarı

Dünyanın bilinen ilk şiiri