ölmek


sene 2010 Mardin
gece 03:00 suları
ben ve birkaç arkadaşım nöbette bekliyoruz
geceleri 12 saat nöbet- üstümüzde çelik yelek 8 kilo
başımızda mifer1.5 kilo
hani yeni doğan çocukların kafası durmaz; bir o yana- bir bu yana düşer ya öyle bir hal almış kafamız
gizlice dinlediğimiz bir radyo var, o da olmasa sabah olmaz
birden tepenin ardında duyulan silah sesleri...

işte o silah sesini duyana kadar
ne bulunduğumuz yerin kritikliğine
ne de birgün ölebileceğime inanmamıştım
belki de inanmak istememiştim

ama sonra ne kadar cesur da olursan ol
ne kadar gelsinler taaa amına koruz hepsinin desen de
o tatlı canın yok mu bir an düşündürüyor seni

ya bu  tarafa da geldilerse
ya gelip sıkarsa şimdi biri ?
belki de göremiyecem bile kimin vurduğunu
belki sırtımdan girecek bir kurşun eee sonra ?

daha 20 yaşındayım lan
buradan çıkıcam
birini sevicem
bir iş bulucam
hayal kırıklıklarım olucak- mutluluklarım olucak
kızım olucak adı yaren
oğlum olucak adı çınar
daha fazla şiir yazıcam
bir gün bir kitap basıcam
hayaller kurucam hayaller batırcam diyosun

ama birden gözünde büyüyor her yer
bulunduğun mevki- alan
gözünün önünde ki yer büyüyor iyice
karanlıkta gördüğün elektrik direkleri adam oluyor birden
gözlerin sana oyun oynuyor
bir yerde ışık gördüğünü zannediyorsun
bir çıtırtı duyduğunu zannediyorsun
işte o an ölmek korkusu nedir anlıyorsun

ama sonra bakıyorsun tam karşında siper almış laz arkadaşın
onu düşünüyorsun
anasını düşünüyorsun
ya ben değilde o ölürse ne olcak diyosun
daha az önce sevdiği kızlla evlenme hayallerini paylaşmıştı diyorsun

daha mı kolay onun öldüğünü görmek ölmekten ?
düşünüyorsun- hep düşünüyorsun

işte o an ölüm korkusu falan kalmıyor
kendin için değil karşında ki için endişeleniyorsun
onun için korkuyorsun
onun için cesaretleniyorsun.

işte o zamanlarda vatanı genelde kendin için değil
arkadaşın için kurtarıyorsun...

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyorum Sana Giden Bütün Yollar Kapalı

Orhan Veli'nin ölümü ve mezarı

Dünyanın bilinen ilk şiiri