Kendimi Yalnız Hissettiğim İlk Gün




Yalnızlıkla ilk tanıştığım günü hatırlıyorum. İlkokula gidiyordum. Sınıfımızda Meltem adında bir kız vardı. Onu hiç sevmedim. Ama nenemin kızkardeşinin torunu olan Yunus ile aynı sınıftaydık ev Yunus da Meltem’in süt kardeşini seviyordu. Yunus en yakın arkadaşım olduğundan dolayı ve ilk aşık olma hakkını o kullandığı için, benim de aşık olacağım insanın kim olacağını gösterme hakkı ona doğmuştu. Aksi halde durmadan kavga ettiğimiz okul çıkışlarında birbirimiz korumazdık.

Yunus’la her tenefüste Gamze ve Meltem’i takip ederdik. Arada döner bir bakış atarlar, sonra yürümeye devam ederlerdi. Bizim onlardan hoşlandığımızı anlasınlar diye sürekli 0.5 uç isterdik, tahta kalem kullandığımız halde…

Sonra benden bir mektup yazma fikri gelmişti. Romantik ruhum ilk o zaman meydana çıktı. Üç ortalı kareli matematik defterinden bir sayfa kopardım. Pardon iki sayfa kopardım. Çünkü bir sayfa kopardığında birbiriyle bağlantılı diğer sayfa da haliyle kopuyordu. Sonra kağıda kocaman SİZİ SEVİYORUZ yazıp ( mektup dediysem bu yani ) oturduğu aparmanın kapısının altından attık.

Ertesi günü ve sonraki günlerde aramızdaki iletişimde hiçbir değişiklik olmayınca Yunus dayanamayıp kızla konuşma kararı aldı. Ben eğer bir tarih vermek gerekirse 2006 yılına kadar gereksiz çekingenlikte biriydim. O yaşlarda yeni yeni insanlarla tanışıp hayat çizgimi bambaşka bir noktaya taşımıştım çünkü. Neyse onu geçelim.

Yunus, Gamze’yle konuşacağını söyledi. Okul çıkışı eve yürürken konuşacaktı. Bana, ‘’gel sen de Meltem’le konuş’’ dedi ama ben dinlemedim. Sen git konuş, seni kabul ederse zaten benim işi de halleder dedim.

Akşama doğru kapı çaldı, Yunus geldi: 
-Konuştun mu dedim?
-Konuştum, biraz düşünecekmiş.
-Neyi düşünecekmiş oğlum
-Ne bileyim oğlum düşününce sevecek heralde.
-Benim mevzuyu da söyledin mi?
-Söyledim, Meltem’e söyleyecekti eve gidince.

Ertesi gün Yunus ile Gamze sürekli birbirine gülümsüyor ama Meltem hiç yüzüme bakmıyordu. Tenefüste Yunus’la beraber yine kızların peşinden gideriz diye zilin çalmasını bekliyordum. Zil çaldı Yunus tek başına bana bakmadan kapıdan çıkıp kızların peşine gitti. Bende peşi sıra gizlice onları izlemeye devam ettim.

Bir köşede oturdum, Yunus, Gamze ve Meltem üçü de gülüşüyordu. Sonra Meltem parmağıyla beni gösterdi, ayağa kalktım, Yunus o arada biraz mahçup başını eğdi. Yanıma geldiğinde kafasını hala kaldırmıyordu.

-Ne oldu Yunus dedim, Meltem beni gösterdi?
-Senin bir daha onun peşinden gelmeni istemiyormuş.
-Niye tipimi mi beğenmiyor
-Yok, onlar fakir benim de zaten Yücel diye bir sevgilim var dedi.
-Git de ki Emrah diyor ki ikisinin de götüne kale direği girsin diyor de. O Yücel’i de okul çıkışı kıstırıp dövelim olum.
-Nasıl diyeyim oğlum öyle bir şey
-Ne yani sen şimdi Gamze ile sevgili olmaya devam mı edeceksin? dedim
*sustu
-Peki Yunus dedim git sen, kardeşini de burada hırrım gibi bırak böyle. Ben zaten onu hiç sevmemiştim bari bunu söyle altta kalmayayım.

Yunus arkasını döndü, o sırada baktım diğer sınıftaki Yücel’de onların yanına gelmişti. Yunus Meltem Gamze ve Yücel, hepsi beraber güle oynaya tenefüslerine devam ettiler.

Sanırım ilk kez o an kendimi yalnız hissetmiştim. Meltem olmadığı için değil, Yunus olmadığı için.

Hayat Meyhanesi isimli kitabımdan bir bölüm.

Emrah Ateş
twitter: hikayeadami
instagram: hikayeadami
19:21 Sefaköy / Mart

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Biliyorum Sana Giden Bütün Yollar Kapalı

Orhan Veli'nin ölümü ve mezarı

Dünyanın bilinen ilk şiiri