Kendim ve Hepimiz Hakkında


''Ben dünyadan ziyade kafasının içinde yaşayan bir insanım'' -Sabahattin Ali Gerçek hayatı okuduğumuz romanlar ve izlediğimiz filmler ile karıştırmaya başladık iyice.Sevemiyoruz arkadaşlar! Çünkü farkında olmadan kafamızda öyle rol-modeller üretmişiz ki tatmin etmiyor hiçbir şey. Sırf bu yüzden mutlu olamamaya başladık. Sahi okuduğumuz kitaplarda başından sonuna mutlu olan bir karakter var mıydı ?Yoktu. Çünkü biz kendimizi kürk mantolu madonna kitabının içinde bulmak istiyoruz. Beklentilerimiz yaşamak istediğimiz şeyler değişiyor. Üzüldüğümüz karakterlerin yerine kendimizi koyacak kadar vicdanlı olsak da, sonuç; genelde üzüyoruz.
''Önce sevgiyi anlayalım.'' -Şems
Sevmeyi beceremiyoruz arkadaşlar. Sürekli bir şeyler yaşamak insana tecrübe kazandırmaz. Bırakın artık bu mahalle muhabbetlerini. Sevmek bir meslek değildir. Demirci miyiz lan biz işleyen demir pas tutsun. Çekiç vura vura öğrenilir ama kalp ata ata yorulur. Kısacası bir şeyleri fazla yaşadığınızda tecrübeli değil paranoyak olursunuz. Çağımızın en büyük hastalığı da budur.

''Her şey ne zaman güzel olacak ? Benim yaşım geçiyor''
- Anonim

Bir keresinde demiştim; fakirliğin insana sağladığı en büyük katkı; ''profesyonel bir hayalperest olmaktır'' diye. Acıların da insan üzerindeki etkisi genelde bu şekildedir. Acılar yorar insanı, olgunlaştırmaz.. Olgunluk dediğiniz önceden güldüğünüz şeylere daha az gülmekse, daha az konuşmaksa, bu sizi aslında yorar, kuul yapmaz. 
'' aa ne iyi hiç yaşını göstermiyorsun senin gibi düşünemeyen 40 yaşında insanlar var'' eeee? Bu iyi bir şey mi şimdi ? Neden çocukluğumuzu, gençliğimizi, zaten geleceğimiz bir zaman çizgisine önceden taşıyoruz ki ? Acelemiz ne yorulmak için. Henüz yoğrulmamışken üstelik. Çünkü biz her gün son takatimiz ile yürüyoruz ve birden düşüyoruz. Düşüşlerimiz ani oluyor. Kalkamayanın vah haline.

''Çok şey vaad edemem ama Mutsuzluk garanti'' -Yeditepe İstanbul Yani kısacası; şanslı değilseniz, hiç yazılmamış o mutluluk romanının içinde değilseniz, bütün güzel şeyler başınıza bir kere de gelmiyorsa, yaşadığınız tüm acılar benliğinde bir süreliğine unuttuğunuz yaralar açar. Sonra o beklediğiniz kişi elinde bir kase sevgiyle gelir fakat, siz onu içtiğiniz de yaralarınızdan sızar gider.
İşte yine biz bizeyiz Uzanıp kendi yanaklarımızdan öpüyoruz

Yorumlar

  1. http://www.tonejoy.com/music/track/Ketil+Bj%C3%B8rnstad/Ray+of+light
    bu muzik esliginde okursak belki anlariz diye koyuyorum..aslinda umit var..

    YanıtlaSil
  2. Sonra o yaralarımızdan sızıp giden 1 kase sevgiden (sevgisizlikten) dolayı bir ömür beklediğimizi suçlarız. Delik deşik umudumuzu tamir edecek yeterlilikte olmadığını zannederiz çocukça. Halbuki yıllar süren gel-gitler, paranoyalar, hayal kırıklıkları sonucunda öğreniriz ki böylesi hasarları hiçbir yakınlık hali tamir edemez. Kendini ne kadar avutabilirsen o. Dönüp dolaşıp; "uzanıp kendi yanaklarımızdan öpüyoruz"

    Bir de "fakirliğin insana sağladığı en büyük katkı; profesyonel bir hayalperest olmaktır'' sözünü benden başka birinden duymak güzel. Ben de hep bunu der ve eklerim : "fakir insanların inançlarından başka tutunacak bir dalları olmadığından, tanrıya kafa tutmak ve sorgulamak gibi bir lüksleri de yoktur. Hem fakir, hem ateist olmak çok zor. Kimse dünya üstüne çökerken son bir umutla sığındığı limanını elleriyle yok etmek istemez"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla bunlar derin konular. ateizm falan. inanç güzel birşey kabul ediyorum. ama o kadar boktan bir toplumda yaşıyoruz ki artık kim ne söylese bir sebebi varmış gibi geliyor. haklı bir sebebi varmış gibi..

      herkesin doğrusunun olduğu bir ülke burası Eylül

      Sil
    2. Kesinlikle. Karşısındakinin geçmişi hakkında bir sey bilmeden yargılayanlardan olmamak ne güzel.

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. aşağıdalarda başka seveceğin yazılarda olacak bence:)

      Teşekkürler

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünyanın bilinen ilk şiiri

-Bir Güzel Hoca(ydı)

Abla nasihatı